Haydi başlayalım…
Öncelikle neden yazmaya başlamak ve neden yabancı polisiye, suç ve gerilim dizileriyle bu maceraya başlamak.. Çünkü artık yazmaya bir yerden başlamalıydım ve o yer sevdiğim bir dal olmalıydı.. Beni zor zamanlarda sıkılmaktan bir müddette olsa kurtaran ama aynı zamanda zaman kaybı olmayan bir alan olmalıydı.. İki yıl önce geçirilen büyük bir ameliyat, zamanı geri getirsem belki tercih etmeyeceğim ama o an belki de çokta düşünmeden kalkıştığım etkileri hala devam eden bir süreç.. Zor çekilen, günlerce bitmeyen dinmeyen acılı bir dönem. İş hayatından bir müddet uzak kalmak zorunda olmak. Ruhen bitmek. Fiziken acıya dayanamamak. Gün saymak. Geri saymak. Bitecek cümlelerine inanmak. Bitti mi? Hayır. Bu bitmeyen süreçte tanıştım yabancı dizilerle. Ev ziyaretime gelen arkadaşlarımın önerisiyle.. Önceleri bu kadar acı çekerken oturup dizi mi izleyeceğim diye düşünen ben .. ama arkadaş ısrarıyla başladığım diziler hayatımın o döneminde sezemesemde sonraları kurtarıcısı oldu.. Geceler boyu süren uyutmayan ağrılar 45 dakikalık gerilim yüklü dizilerle uyku tutana dek bir müddette olsa unutulabiliyordu. Unutmak benim için hep zor bir eylemdi. Ben hep hatırlamayı sevenlerden oldum. Bu yüzden ilk izlediğim belki de en sevdiğim dizi oldu; “Criminal Minds”. Suça eğilimli beyinler. Ama ben hep karanlıktan, kötülükten, kötülerden korkan nefret eden biriydim. Neden bu kadar sevdim bu diziyi? Ameliyat sonrası yürüyemeyen ben ev hapsi başlayan ben neden bu dizinin en az 4-5 bölümünü üst üste seyredebiliyordum?. Acı çekerken konsantre olmak zordur; Criminal Minds beni kendine bağlamayı bu nedenle başardı sanırım. Dizi bir grup güzel, yakışıklı ve “iyi oyuncu” barındırmakla kalmayan ama onu diğer dizilerden ayıran bir içerikle kitle sahibi oldu. Oldu diyebiliyorum çünkü dizinin tüm sezonlarını bitiren ve Amerika’nın yeni sezonu yayınlamasını bekleyen bir izleyiciyim artık. Başlangıç günüm dün gibi aklımda. İlk bölüm muazzam mıydı evet bence öyleydi. Karanlık bir atmosferle başladı dizi. İçerik seri katil avcısı federal ajanların bu katillerin beyinlerine girip davranışları üzerinden katili bulmaya yönelikti. Diğer suç dizilerinde ne vardı? Katili deliller ele verirdi. CM’de ise delile gerek var mıydı belki evet ajanlarımızın işini kolaylaştırmak için olabilirdi ama asıl önemli olan zoru başarmaktı. Ortada kanıt yokken kanıt bırakmayan zeki katilleri bir sonraki cinayetine geçmeden durdurabilmek. Hedef belli ama zordu. Zor ise başarmaya engel değildi.
Uzun yıllar önce bir belgesel kanalında izlediğimi hatırlıyorum. Hep ilgimi çekmiştir zaten farklı olanlar kısaca benden ve benim gibi olmayanlar. Dokumanter gerçek hayatta yaşadığı söylenen bir seri katil üzerineydi. Batıda yaşamış, bir nehir kıyısında yerleşim kurmuştu. Sanırım belediye hizmetinde çalışıyordu ve komşuları zararsız kendi halinde biri olarak tanımlıyorlardı. Bence gelmiş geçmiş en vahşi seri katillerden biri olarak tanımlanabilir. Zihnime kazınan hikayesi, nehir kıyısındaki evi ve küçük klubesi gözümün önünden gitmiyor. Klubede bir koltuk. Evine aldığı hayat kadınlarını canlı canlı evinin yanında inşa ettiği bu küçük klubesine götürüp … Burada detaya girmeyeceğim.
Hastalıklı zihinler. Ruh hastaları. Psikopatlar, sosyopatlar.
Hayatta hep korkmuşumdur birilerini incitmekten belki o yüzden bir insan nasıl olurda bir diğerine zarar verebilir anlamakta güçlük çekmişimdir, anlayamamışımdır.
Bunu yapan hastalıklı zihinlerin geçmişleriyle yüzleşemeyen ve geçmişlerinin esiri olan insanlardan çoğunlukla çıktığını düşünmekteyim. Durumun açıklaması bu kadar basite indirgenemez belki de ama ortak bir tema altında buluştukları yadsınamaz.
Çocukluklarında hoş olmayan durum ve olaylara maruz kalıp bunu atlatamayan bireyler.
Aile olmanın gücüne inanmıyorum. Hedef evlenip çocuklar dünyaya getirip mutlu aile tablosu çizip yazları tatilde kışları işte güçte geçirmekten ibaret kalmamalı. Dünyaya bir çocuk getireceksek sebep hadi evlendim sıradaki adım gelsin olmamalı. O çocuğu gerçekten topluma faydalı bir birey olarak, her daim üreten, bulunduğu toplumu güçlendiren bir birey olarak yetiştirebileceksek bir çocuğun sorumluluğunu almalıyız.
Biliyorum çok hayalperestim. Gerçekler bunun yakınında bile olmayabilir. Malesef çocuklarına iyi davranmayan aileler çok. Sonuç acı çeken bireylerin mutlu olamaması. Bulundukları dünyaya olumlu katkıda bulunamamaları..
En çok çok akıllı insanlardan, kurnaz zihinlerden ve akli dengesi yerinde olmayanlardan korkarım. Bir de vicdanı olmayanlardan, empati kuramayanlardan.
Acımasızlık, empati kuramamak, kıskançlık.. Vicdani değerlerden yoksun olmak.. Aramızdaki bazı bireylerin taşıdığı özellikler.
Criminal Minds’da seri katil tiplemelerinde bu özelliklere zannımca fazlasıyla rastlamaktayız.
Ben ömrüm boyunca hep karanlıktan kaçmışımdır. Korkmuşumdur. Korkumu bu diziyle yendim sanırım.
Bahsettiğim gibi geçirmekte olduğum ameliyat sonrası acılı bir dönemdeydim. Uyuyamamak, hiç bir şeye konsantre olamamak. Eve ziyaretime gelen arkadaşlarım. Bugün burada yazmama sebep olan kişiler. Beni yabancı dizilerle tanıştıran ve ilk hayranı olduğum bu diziyle tanıştıranlar.
Bir insanın hayatına fark katmak önemlidir, hele o insan benim gibi zor bir kişilikse. Tüm dostlarıma teşekkür borçluyum.
Dizinin ilk bölümü. Karanlık bir atmosfer. Bir ev hatırlıyorum. Sanırım izi sürülen seri katilin eviydi. Boştu. Karanlık kötülüğün an’a hakim olduğunu gösterebilirdi. Ama sadece o an’a. Uzun sürmeyecekti. Bunun ayırdına varmanız çok vakit almıyor.
Dizi girizgahta söz ettiğim üzere seri katillerin peşindeki özel bir takımın kanıt olmadan, somut delil olmadan, ortada hiç bir kayda değer ipucu olmadan katili nasıl yakaladıkları çerçevesinde geçiyor.
Bölümler orta uzunlukta, çekimler hızlı, asla sıkılmanıza müsade edilmiyor.
Son 10 yıldır Batı’da en çok tutan dizilerden, oyuncu kadrosu temelde aynı.
Farkı? Katili bulma yöntemleri. Öncelikle bunu nasıl tarz işleyen bir beyin yapar? Bir psikopat mı sosyopat mı mazoşist mi sadist mi? Seri cinayetler işleyen katilin cinayetlerde ortak seçimi var mı?
Dolayısıyla bu takım, katil kendini iyi saklasa da onu bulmayı başarıyor ve seyirci anlıyor ki bulunamayacak katil, çözülemeyecek cinayet yoktur. Büyülenmemeniz olanaksız. Etkilenmek doğal.
Ve er geç her katil iyi bir kişilik analiziyle deşifre olacaktır. Saklanmak? Yok. Saklandığını sanmak? Belki bir süre. Neden? Çünkü aslında bir gerçek var ki o da şu, kötülük tersine dönüşmeye mahkum; kazanan değil ama daima kaybeden.
Mutlu son? Mutlaka.
By Nigrum Reginam
Just want to say your article is as astounding. The clarity in your post is simply
spectacular and i can assume you are an expert on this subject.
Fine with your permission allow me to grab your feed to keep up to date with forthcoming
post. Thanks a million and please continue the gratifying work.
I do accept as true with all the ideas you’ve introduced to your post.
They’re really convincing and can definitely work. Nonetheless,
the posts are too short for newbies. Could you please extend them a bit from subsequent time?
Thanks for the post.