Ölümün Soluğu / God on TRIAL

Ölümün Soluğu / God on Trial

Savaş filmlerinden, özellikle dünya savaşı, politik ve siyasi filmlerden oldum olası haz etmemişimdir.

Bu konularda izlemeyi tercih ettiğim film azdır. Sohbetini de sevmem.

Sebep? Savaş karşıtı kişiliğim olabilir. Zaten sınırlı sayıda geçireceğimiz gün sayısıyla dolu bir dünyada güç kavgası neden yer ediyor hayatımızda? Cevabını bulamadığım bir soru.

Bir gün geldi bir dostum bu filmi izledin mi dedi?

Ben ve 2.dünya savaşı filmi? Auschwitz kampı.. Üstüne üstlük ölüm sırasını bekleyen bir grup insanın son birkaç saatini konu alan bir yapım. Hayırdı cevabım.

İzler misin dedi.. Hadi kıyısından bir bakayım tahammül edemem ya neyse bakmış olayım. Kıramayacağım bir arkadaşım ve önerisi.

İlk beş dakika.

Kir pas içinde bir kamp. Toplama kampı. Yahudi bir topluluk kampta kapalı kilitli bir ortamda kapının bir müddet sonra açılıp içlerinden seçilecek bir grubun ölüme gidişine şahitlik edecek. Kalanlar ise kapının sonraki açılışına dek hayatta.

Bir kişinin sorgusuyla başlıyor herşey. Neden biz ve neden ölümü bekliyoruz?

Derken bu bir toplu münazaraya dönüşüyor. Kimi kabullenmişken ölümü ve başına gelecek herşeyi kimi son dakikalarını yaşıyor olduğunu bilmenin çaresizliğini kabullenemeyeşini savunuyor.

Kapı açılıp ölüm yolcuları seçilene dek düşüncelerin dile getirildiği tartışma devam ediyor.

Filmi izlerken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz.

Hangi taraftan olursanız olun herkesin cümlesi izleyiciyi sıkmayan bir seyirde sonraki sav ne olacak bekleyişiyle merak duygusu üst seviyede tutularak sizi ekrana bağlıyor.

Kapı açılana dek.

Kaçınılmaza yolculuk. Hazır olsakta olmasakta.

İzleyin.

By Nigrum Reginam

Ölümün Soluğu / God on TRIAL” hakkında 2 yorum

Bir cevap yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.