Konuk yazarım Angelus Amor’dan… Criminal Minds üzerine…

Criminal Minds’ı izlemeye çok sevdiğim Nigrum Reginam’ın tavsiyesi ile başladım. Hayatımın yeni başlangıcı Kazakistan günlerime bu kadar güzel eşlik edeceğini tahmin edememiştim. Çünkü normalde çok sadık bir dizi izleyicisi olduğumu söyleyemem. Evet, sinema, tiyatro, dans vb. sanatsal faaliyetlere bayılırım ama dizi gibi rutine bağlanma potansiyeli olan konulara uzağımdır. Criminal Minds tam bir istisna oldu. Bir çok insana göre yavaş bir izleyici olabilirim ama büyük bir keyifle ve istikrarla izleyen bir müdavim oldum.

Kendisi polisiye dizi olarak geçiyor olabilir ama polisiyenin çok çok ötesinde bence. İçinde hayatın tam kendisini tüm çıplaklığı ile barındırıyor acısıyla tatlısıyla. Ana hatları ile seri katilleri konu ediyor ancak tam bir insan analizi sunuyor ve madalyonun her iki yüzünü de görmemizi sağlıyor. Kötülük ve iyilik hayatta ne kadar iç içe geçmiş kavramlar. Ve aslında yüzde yüz kötü veya yüzde yüz iyi bir şey olmadığını, hayatın dualitelerden, hikaye içinde hikayelerden oluştuğunu, hiç bir şeyin göründüğü gibi olmadığını, hep bir neden sonuç ilişkisi olduğunu çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. Ve bunu sürekli bambaşka konular eşliğinde işliyor.

Bu diziyi böylesine sürükleyici ve ilginç kılan bir başka özelliği de muhteşem oyuncuları, o eşsiz ekip. Her biri birbirinden farklı özelliklere hatta bazen tuhaflıklara sahip muhteşem karakterlerden oluşan muazzam bir takım. Bu kadar farklı insanlar nasıl bu kadar uyumlu bir takım oluşturabiliyor insan bazen şaşıyor. Ama tabii azımsanmayacak ortak noktaları da var ve işin sırrı bu olsa gerek. Hayallerdeki aile gibi sevgi, güven, paylaşım, vicdan, ortak hedef, yardımlaşma özelliklerine sahipler diye düşünüyorum. Yaptıkları iş aslında inanılmaz zor ve tehlikeli olsa da izlerken çoğu zaman insan bu ekip gerçek olsa ve ben de bu ekibin üyesi olsam diye geçiriyor içinden. Aralarındaki arkadaşlık belki de dostluk daha da doğru bir kelime olacak bu dünyadaki paha biçelemez değerlerden bence. İş hayatımın bir döneminde ben de böylesine güzel bir takımla çalışma şansı bulabildim, kendisine ‘Dream Team – Hayal Takım’ diyorduk. Takım çalışmasının ne kadar keyifli ve etkili olduğunu bana deneyimleme şansı sundukları için hepsine şükranlarımı sunuyorum. İnsanın değerleri olmalı ve bu değerleri paylaşacağı dostları olmalı, özellikle SEVGİ her şeyin ilacı tıpkı bu güzel, sürükleyici, ilginç dizedeki gibi.

Favori dizimdeki takım oyuncularına teker teker bakacak olursak benim penceremden yansımalarını dizideki isimleri ile paylaşmak istiyorum izninizle.

JASON GİDEON: Dizinin ilk sezonlarında favorim olan insan (sıralama yapsam mı diye düşündüm ama dizinin nerdeyse her bölümünde başka bir favorim olduğundan bundan vazgeçtim. Bizden bir dizinin meşhur bir repliği ile bu konuya nokta koymak istiyorum. Hepsi benim bebeklerim 🙂 Gideon’a dönecek olursam gerçek anlamda bir lider, babacan, bilgili, karizma. Diziden ayrıldığında saçma belki ama gerçekten çok üzüldüm. Gerçi bu dizinin başka bir güzelliği de ayrılanın yerine gelen oyuncuları ilk başta yadırgasan da kısa sürede benimsiyorsun. Bu kadar uzun soluklu dizilerin olmazsa olmazı oyuncu değişiklikleri tabii ki. Ama itiraf etmem gerekirse hala ‘Hayır, Gideon gitmemeliydi’ diyorum.

AARON HOTCHNER : Yakışıklı ekip lideri, güven veren, etkin yönetici, soğuk duruşu (fotoğrafta güldüğüne bakmayın dizide gülüşleri sayılı) onu daha da karizma yapıyor, iyi bir baba, zeki, sportif, bürokrasi ile başarılı bir şekilde baş edebilen takdir edilesi insan. Böyle yöneticiye can kurban.

DAVID ROSSI : Gideon’un yerine geldiği için ilk başta gıcık olduğum, ısınamadığım ama sonrasında unutulmaz ekibe dahil etmeyi kabul ettiğim gizemli insan. Dizide ayrıca yazar da olmasından mı bilemiyorum Rossi bana hep gizemli geliyor.Olgun, akıllı, centilmen, kişiliği ile gönüllerimize taht kurdu, Gideon’un yerine değil ama ayrı bir taht.

DR. SPENCER REID : Ekibin en genç üyesi. Göz kamaştırıcı zekası nerdeyse her bölümde insanı şaşkınlıktan şaşkınlığa sürüklüyor. Gerçekte bu kadar da zeki olan var mıdır diye sormadan edemiyorum açıkçası. Onca bilgi bir insanın hafızasında nasıl yer alır? Hadi yer aldı diyelim onca bilginin arasında tam da zamanında ve şıp diye nasıl hatırlanır? Biz normal insanlar için şaşkınlık kaynağı 🙂 Bu zekiliğin yanında bir o kadar da çocuksu, sadık, sevgi dolu, annesine düşkün, ekibin olmazsa olmaz yapı taşı.

JENNIFER ‘JJ’ JAREAU : Sarışın bomba. 6. Sezonda çıkardıklarında yine sinir oldum ve yerine gelen şu an adını hatırlama ihtiyacı bile duymadığım kişiye hiç alışamadım. Ve şükür ki JJ geri döndü ve dizi keyfimiz yarım kalmadı. Bence dizinin en güzel bayanı, fiziği, saçları, gözleri her şeyi güzel bayan. Bir o kadar da akıllı. Ayrıca çok iyi bir anne. Kariyer de yaparım çocuk da felsefemizin en başarılı kanıtı 🙂

EMILY PRENTISS : Emily de diziden bir çıkan bir geri dönen oyuncularından ve onsuz da ekip tam olmuyor bence. Eksikliği inanılmaz hissedilen esmer bomba. Aslında güzel kelimesi yerine etkileyici daha iyi uyuyor ona. Özellikle İspanyolca konuştuğunda süper oluyor. Rossi de hissettiğim gizem Emily’e de uyuyor. Belki de ara ara sırları ortaya çıktığı için böyle hissediyorum. İlk bakışta inanılmaz soğuk bir duruşu var ama aslında inanılmaz bir dost özellikle de Dr. Reid için.

Sevgimi sıralayamıyorum desem de gönlüme farklı bir şekilde taht kuran iki oyuncuyu sona sakladım. Benim çılgın şekerim Penelope Garcia ve yakışıklı kahramanım Derek Morgan. Önceliği bayanlara veriyoruz her zaman olduğu gibi.

PENELOPE GARCIA : Garcia inanılmaz vicdanlı, iyi kalpli, sevgi dolu, gerçek bir dost, komik, renkli, sıcacık bir insan. Gördüğünde bile insanın içini ısıtıyor ve yüzünü güldürüyor. Çok da zeki, bilgisayar kurdu. Bilgisayar başındaki hallerinin, kalemlerinin ve Morgan ile özellikle telefon konuşmalarının kesinlikle hayranıyım.

DEREK MORGAN : Morgan’ı en iyi anlatan kelime bence ‘Kahraman’. Her bölüm de Morgan’ı çok daha fazla sevdim. İnanılmaz başarılı ve lider ruhlu olmasının yanında muhteşem fiziğiyle inanılmaz yakışıklı ( bu kısmı eşimin görmesini engelleyebilir miyiz rica etsem 😛 ) Onu izlerken insan kendi kendine acaba ben hiç tanımadığım bir insanın hayatı için bu kadar cesurca, gözümü kırpmadan kendi hayatımı tehlikeye atar mıydım diye sormadan edemiyor. İnsani özellikleri çok kuvvetli ve mükemmel bir insan.

Böylesine muhteşem bir kadro ve muhteşem senaryo başarının kritik noktaları diye düşünüyorum. Daha nice sezonlar beraber olabilmeyi diliyorum.

Sizlere de iyi seyirler.

by Angelus Amor

Bir cevap yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.